Son
zamanlarda başta Başbakanımız, tabi buna istinaden de hükümete yakın basın
organlarında Türkiye ekonomisinin ne kadar iyi durumda olduğuna dair çok
güzel açıklamalar yapıyorlar…Meşhur bir fıkra vardır:
Kayserili
bir patron muhasebe müdürü alacakmış. İnsan kaynakları departmanına bana en iyi
2 adayı bulana kadar siz görüşün ben elemelerden geçen son iki adayla ben
görüşüp işe alacağım demiş…
İnsan Kaynakları gerekli inceleme ve mülakatları
yaptıkdan sonra en iyi iki adayı patron karşısına çıkartmış, patron adayları
beraber kabul etmiş. Adaylara
“size
tek bir soru soracağım, ona göre işe alacağım” demiş.Ardından “2+2 kaç eder”
demiş. Adaylardan biri hemen atılmış “4 eder efendim” demiş. Patron diğer adaya
bakmış, diğer aday “yanınıza gelebilirmiyim özel olarak cevaplamam lazım bu
soruyu” diyerek patronun yanına gitmiş ve cevabı vermiş “Kaç etmesini
istersiniz efendim” demiş… Tabiki işi kapmış.
Aslında
Türkiye’deki ekonomik durumun ne olduğunu da anlamak zor değil. Burda Başbakan
soruyor, danışmanlar “Kaç etmesini
istersiniz efendim” diyor.
Maalesef
gerçekleri görmediğimiz gibi Balık hafızalı bir millet olduğumuz için de bazı
gerçekleri yine hatırlayamıyoruz.
Örneğin Uluslararası Para Fonu (IMF) raporuna
göre 2012 de dünyanın 17.ekonomisiyiz
diye böbürleniyoruz. Oysaki son 15 yıla bakalım hep bu sevilerdeydi Türkiye, ya
15 indi ya 18 inci… yani yıllara göre 1 basamak yükselmiş 1 basamak düşmüş.
Anlatmak istediğim bu hükümentin kendi başarısı değil, eskiden beri süre gelen
bir büyüklüğün sonucu daha doğrusu devamı…
Son
bir dipnot:
Kişi
başına düşen gayrisafi milli hasıla, ortalama yaşam süresi, yolsuzluk,
cömertlik ve özgürlük gibi alanlarda değerlendirmelerin yapıldığı "2013 Dünya Mutluluk Raporu"nda En mutlu ülkeler sıralamasında 156 ülke arasında Türkiye 77.oldu. :)
Güzel bir yazı.ellerinize sağlık
ReplyDelete